Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında hazırladığı şubat ayı raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Lideri Nazmi Alım “Gazeteciler, depremzedeler yahut sarsıntıda yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla gayret gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla isimli süreçler yürütülmeye başlandı. Bu yeni cürüm gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Mahallî basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki zelzele bölgesinde yaşananlara ait haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü” açıklamasını yaptı.
Gazeteciler Cemiyeti, Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında söz ve basın özgürlüğü ihlallerine yönelik Şubat 2023 raporunu yayınladı. Gazeteciler Cemiyeti Lideri Nazmi Alım, rapora ait yazılı açıklama yaptı. Bilgin’in açıklaması şu biçimde:
“İlçeleriyle, köyleriyle zelzele bölgesine dönüşen 10 kentteki tabloda, 6 Şubat sabahı, sonrasındaki 48 saat ve hatta 72 saat boyunca enkaz altında kalanlara yardım edilememesi, kâfi arama-kurtarma grupları gönderilememesi ülkede en değerli gündem unsuru ve tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yol açtığı hiyerarşik meseleler nedeniyle talimatı olmaksızın farklı kamu kurum ve kuruluşlarca depremzedelere yardım götürülemediği görüşü öne sürüldü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kâfi sayıda çalışanıyla enkaz kaldırma çalışmalarına katılmadığı da sav edildi. Emekli askerlerce 1999 Marmara Depremi’ndeki bilgiler itibariyle bu sefer TSK’nın alanda gerektiği halde aktif vazife almadığı tabir edildi.
DEPREM BÖLGESİNDE YAŞANANLARA AİT HABERLERE ‘DEZENFORMASYON’ GEREKÇESİYLE SULH CEZA HAKİMLİKLERİ TARAFINDAN ERİŞİME ENGELLENMESİ GETİRİLDİĞİ DE GÖRÜLDÜ
Gazeteciler, depremzedeler yahut sarsıntıda yakınlarını kaybedenler aleyhine AKP-MHP’nin dezenformasyonla gayret gerekçesiyle yasalaştırdığı ‘hatalı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla isimli süreçler yürütülmeye başladı. Geçtiğimiz Ekim ayında Türk Ceza Kanunu’na (TCK) eklenmiş bu yeni kabahat gerekçeli gözaltı ve tutuklama kararları gözlendi. Mahallî basında ve internet sitelerinde yer alan çok sayıdaki sarsıntı bölgesinde yaşananlara ait haberlere ‘dezenformasyon’ gerekçesiyle sulh ceza hakimlikleri tarafından erişime engellenmesi getirildiği de görüldü.
YENİ YÖNETMELİK, BASIN KURULUŞLARINA GETİRDİĞİ AĞIR YÜKÜMLÜLÜKLER VE MADDEDE YER ALMAYAN KİMİ ENGELLEMELER İÇERMESİ NEDENİYLE BASIN TOPLULUĞUNDA TASA YARATIYOR
Bu yeni yönetmelik, basın kuruluşlarına getirdiği ağır yükümlülükler ve maddede yer almayan kimi engellemeler içermesi nedeniyle basın topluluğunda kaygı yaratıyor. Bilhassa küçük yerleşim yerlerinde yayınlanan lokal gazetelerce bu yönetmelikle getirilen ağır kuralları kaldırılamayacağı belirtiliyor. Şayet bu kuruluşlarında çalışan gazeteciler, haklarında rastgele bir kabahat isnadı ile dava açılmış olması halinde kesin karar beklenmeden misyondan alınacak. Bu durum hukukçular tarafından ‘masumiyet karinesine aykırı’ olarak yorumlanıyor ve yönetmeliğin ilgili maddede yer almayan unsurların de ilerisinde kısıtlamalara yer verdiği savunuluyor. Gazeteciler Cemiyeti olarak biz bu yeni yönetmeliğe karşı davacıyız. Ayrıyeten CHP de yönetmeliğe destek olan dezenformasyon gerekçeli yasaya karşı Anayasa Mahkemesi’nde açtığı dava da sürüyor.