İki gündür gündemimizin ana başlıklarından biri Instagram’a getirilen erişim manisi. Ben de bu olay patlak vermeden birkaç gün evvel Instagram üzerinden Gazze’de yaşayan bir foto muhabir ile röportaj yapmak için bağlantıya geçmiştim. Madji Fathi’nin Instagram’da neredeyse 800 bin takipçisi var ve her gün savaş alanında yaşananları, oradaki hayatı, ‘olduğu gibi’, ‘en doğal’ haliyle aktarmaya çaba ediyor. Profilini incelediğinizde göreceksiniz; en çok da çocukların tüm bu yaşananlara karşın ‘çocuk olma’ uğraşını anlattığı fotoğraflar canınızı yakacak.Fathi, Instagramın eskisi kadar objektif olmadığını, son vakitlerde Filistin ile alakalı paylaşımlara kısıtlama getirdiğini onaylıyor lakin şunu da bilhassa ekliyor: ‘Burası önemli! Dünya yaşananları benim üzere hesaplardan öğreniyor.’
– Bana kendinden bahseder misin? Ne kadardır Gazze’desin? Savaş öncesi ne yapıyordun?
İsmim Madji Fahti. 43 yaşında bir fotomuhabirim. 2008 yılından beri de Gazze’deki savaşı ve yaşananları fotoğraflarımla belgeliyorum. Milletlerarası mükafatlar de aldım. Gazze’de doğdum yani burası benim yuvam. Savaştan evvel de buradaki hayatı fotoğraflardım. Çocukları, marketleri, kıyısı, ömür biçimini. Burada dünyanın tanıması gereken renkli bir kültür var zira.
– Akının başladığı gün neredeydin?O gün eşim ve çocuklarımla birlikte evdeydik. Uykuda yakalandık. Silah ve füze sesleriyle uyandık. Çabucak meskenin çatısına koştuğumu anımsıyorum. Başımı bir kaldırdığımda tüm gökyüzü füzelerle kaplıydı. O an savaşın içine girdiğimizi anladım.
– Tüm bunlar olmadan evvel olağan bir günün nasıl geçerdi?
Sabah uyanırdım, çocuklarım yatağa yanıma gelirlerdi. Birlikte kahvaltı yapardık. Onlar okula ben de işe giderdim. Aslında dünyanın her yerinde birçok ailenin şu an yaptığını yapardık. Fakat şu an tüm bunlar uzak bir hayal üzere. Tanımadığım bir yerde uyanıyorum, bir konutum yok ve çadırda yaşamak zorundayım. Ailemle birlikte Kuzey bölgesinden ayrılmak zorunda kalanlardanız. Şu an Gazze’nin merkezinde çadır kentte yaşıyoruz. İstersen artık ‘normal’ bir günüm nasıl geçiyor onu anlatabilirim.
– Natürel ki…Gün genelde hastanede başlıyor. Bir gece evvel yaralanmış olan hastaların fotoğraflarını çekiyorum. Akabinde da yıkılmış konutları, yanmış çadırları çekmeye devam ediyorum. İnsanların su ve yiyecek için verdikleri çabayı de anlatmaya çalışıyorum fotoğraflarımda.
– Çocukların bu yaşananlara karşın “çocuk olmaya” devam ettikleri fotoğrafların var. Oyun oynadıkları, tahminen hortumla birbirlerini ıslatıp eğlenmeye çalıştıkları…
Savaşlar en çok çocukları etkiliyor. Bu sanırım tüm dünyanın katıldığı bir fikir. Burada da çocuklar tüm bu olan bitene karşın hayata devam etmeye çalışıyorlar. Gençler de o denli.
Ama sıkıntı benim çocuklarımdan örnek vermem gerekirse daima endişe içindeler. Siren seslerinden hala uyuyamıyorlar. Sağlıklı yiyeceğe erişimleri yok, okula gidemiyorlar. İsmine çadır dediğimiz bir çeşit hapishanedeler. Bu savaşta karşı tarafın sivillere ziyan verme konusunda hiçbir çekincesi yok. Çocuklar, bayanlar ve gazeteciler. Evet onlarca gazeteci İsrail ataklarında can verdi diyebilirim. Ben de birçok kere mevtle burun buruna geldim. Bir defasında füze birkaç metre uzağıma düştü.
– Instagram’da 740K takipçin var. Sence bunun tesiri ne? Dünya burada yaşananları senin toplumsal medya hesabın sayesinde öğreniyorlar.Evet, savaş öncesi bu kadar çok takipçim yoktu. Bu da insanların, dünyanın burada olan biteni merak ettiklerini, öğrenmek istediklerini gösteriyor. Bu sevindirici. Ben de tarafsız bir biçimde, olduğu üzere tüm çıplaklığı ile savaş yaşanan topraklarda insanların ne halde olduklarını anlatan fotoğraflar paylaşıyorum.
– Instagram hesabın ile alakalı hiç sorun yaşadın mı?
Evet yaşadım. Bilhassa son vakitlerde Filistin ile alakalı şeyleri kısıtlamaya başladı. Bu hususta hesabınızı kapatabiliriz uyarısı da aldım. Instagram’ın daha objektif olmasını isterim zira kıymetli bir mecra. Demin de dediğim üzere onları etiketlediğim için onlarca gazeteci ve kanal benimle bu mecra üzerinden irtibata geçti. Sesimi duyurabildim. Yani yaşananların görülmesi açısından da tesiri büyük oldu.– Buradan bunu okuyan insanlara ne söylemek istersin? Filistin halkı barış istiyor. Fakat karşı tarafın tıpkı şeyi istediğinden emin değilim. Savaş başladığından beri çabucak hemen Gazze’deki tüm konutlardan bir kişi öldü. Bu türlü barış mı sağlanır? Beşerler sonlu, beşerler eski hayatlarına geri dönmek istiyorlar. Tüm dünyadan bu yıkımın son bulması için sağlam adımlar atılmasını talep ediyoruz. Bu yaşananların kimseye yararı olmadı, olmayacak da.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio